An Absurd Story.

Selam, herkese merhaba! Ehm, ben Skyler, Skyler Poelson. 11. sınıfa giden sıradan bir lise öğrencisiyim. Tabii kolumdaki, ensemdeki, belimdeki, bileğimdeki ve kulağımdaki dövmeleri, dudağimdaki piercingi ve açık mor saçlarımı saymazsak. Ben anormal değilim, arkadaşlarım daha anormal! Mesela Hazel, o tam anlamıyla bir çatlaktır. Fazla asabidir, ama aynı zamanda fazla komik. Onunda saçları renkli, en azından uçları yeşil. Sevgilisi Harry ile öyle bir anlaşmaları var ki, görseniz altınıza işersiniz kesinlikle. Yaklaşık 4 aydır çıkıyorlar. İkisi de tam bir anti-romantik. Daha sonra Angel var, eh sanırım bir tek o anormal. Ayrıca fazla güzeldir, esmer güzeli. Her zaman saygılıdır, her konuda. Bizim gibi küfürbazın teki değil anlayacağınız. Bizim Liam'la birbirlerinden hoşlanıyorlar fakat ikisi de birbirinden utangaç ne yazık ki. Sonra Ocean var, o her zaman anaçtır ama eğlencelidir, küfür etmekten de asla ama asla çekinmez. En çekicimiz odur belkide, kızıl saçları fazla havalı ve muhteşem! Louis ile çıkıyorlar, yaklaşık 3 yıl oldu sanırım. Sonra Spring var, bizim iyimser doğacı meleğimiz. O da Angel gibidir, ara sıra küfür eder ama. Niall ile bir aydır çıkıyorlar. Auburn, bizim şapşalımız. Çok güzel bir kız, fakat o hiçbir zaman bu güzelliğiyle dikkat çekmeyi sevmez. Tabii tek kişi hariç, Justin! Daha yeni çıkmaya başladılar ve öyle tatlılar ki! Son olarak, Candice var bir de. O da gürültücünün ve şakacının tekidir ama çok severiz keratayı, o ayrı. Logan ile bir yıldır çıkıyorlar ve çok şapşallar, bana inanın. Eh, benim hoşlandığım ya da çıktığım var mı diye soracak olursanız, hoşlandığım birisi var tabii. Ama bilemiyorum, o çok çapkın. Kim mi ? Adı lazım değil, soyadı Malik. O zaman size kendi hikayemizi takdim etmekten gurur duyarım! Fakat, bir uyarım var. Bu oldukça; an absurd story.

***

11. sınıfların beden eğitimi derslerini neden hep sabahın körüne koyarlar hiç anlamıyorum! Ve ondan hemen sonra da bir adet biyoloji dersi! Tanrım, tam bir işkence gibi şu perşembe günleri! Kızlar da olmasa çekileceği yok bu sıkıntının. Hepimiz saç baş dağılmış bir şekilde, mavi spor şortlarımız ve beyaz bol tişörtlerimizle zombi gibi etrafta dolanıyorduk. Zilin çalmasıyla beraber çantalarımızı omzumuza aldık ve hemen spor salonunu terk ederek biyoloji salonuna yöneldik. Spor dersleri sanırım tek Hazel'ın hoşuna gidiyordu, malum, arkadaş birazcık voleybolcu da. Auburn bize yine bir şeyler anlatıyordu, ben ise o sırada Zayn'i bir kız ile görmüştüm, oraya öküz gibi bakıyordum. Candice ise bu durumu çoktan fark etmiş, Angel ile bana bakıp gülüyorlardı.

C: "Ehem, birileri âşık..."
S: "Hmm... He, kim, ne?"
An: "Ohoo, Sky'ı kaybettik kızlar."
S: "Noldu be?"
Au: "Uğraşmayın be yazık."
O: "Çenenizi kapatıp yürümezseniz eğer, Bay Hamilton bizi âşık edecek kızlar."
S: "Duydunuz Ocean'ın sesini, fırlayın!"

Ve aniden kızlarla beraber koşmaya başladık. Bunu hep yapardık, Ocean bizi uyarınca koşmaya başlardık. Amacımızın ne olduğunu bizde bilmiyorduk ama bunu yaparken fazlaca eğleniyorduk. Zaten önemli olanda eğlence, mantığın canı cehenneme.

Biyoloji sınıfına girdiğimizde 12. sınıfların, yani bizim çocukların daha yeni çıkıyorlardı. Candice, Auburn ve Ocean hemen sevgililerinin yanına koştu. Ben ve Angel sap olduğumuz için ara sıralardaki yerimize yöneldik. Neden Zayn hemen çıkıp gitmişti acaba sınıftan, o kızla ne işi vardı ki. Hof ya, aşk çok bir şey vallahi ha. Neyse, bizim sınıftakiler de yavaş yavaş içeriye girmeye başlamıştı. Hazel, sınıftan yakın arkadaşımız olan John ile konuşuyordu. Ve Harry'nin John'a bakışlarını hepinizin görmesini isterdim, gerçekten! Angel ile kahkaha atmamak için dudaklarımızı kemiriyorduk. Harry dayanamadı ve Hazel'ın yanına gitti.

Har: "Hazel gelsene bi- Hazel? LAN?!"
Haz: "Hı ne ? Ne oldu be ?"
Har: "Bi' gel diyorum, gel gel sen gel bi'."
Haz: "Tamam geldim bi' sus cırlama."

Tabii bu konuşmadan sonra Angel ile kendimizi koyverdik, resmen krize girdik. Harry, Hazel'i kenara çekmiş konuşup öpüşüyorlardı. Vallahi anlayamıyorum şunları, yeminle bak valla. Sanırım fazla sesli gülmüş olacağız ki Liam dönüp Angel'a baktı, ve Angel'dan geriye kalanlar ise kıpkırmızı bir yüz oldu.