Derken Harry elindeki dosyayı Logan'ın kafasına fırlattı.
-Ünivesite bursu almak istiyor musun, istemiyor musun? -İstiyorum Bay Styles. -O zaman bırak bu şakaları da işimize bakalım.
O sırada kapı açıldı ve Dylan içeri girdi.
-Selam Logan.
-Merhaba Bay O'Brien. -Dylan şu çocuğu ıslah et, ben kahve almaya gidiyorum.
O giderken Dylan Logan'ı tuttu.
-Chelsea ile nasıl gidiyor? -Bilmiyorum Bay O'Brien bana karşı çok soğuk.
-Annesine çekmiş.
Logan kıkırdadı.
-Annesini çok eskiden beri tanırım. Eğer onların yelkenlerini suya indirmek istiyorsan zıtlaş. -Ama efendim... -Ciddiyim Logan. Lisedeyken Hazel'e ne zaman kötü davransam her zaman istediğim her şeyi yapmıştır.
Kapı açıldı ve Harry girdi. İkisi de ona baktı.
-Islah işlemi tamam. -O halde git ve bana çizim yap Logan.
Logan başını salladı ve masasına oturdu. Dylan da bir kahkaha attı.
***
Ocean kapıyı açıp kafeye girdiği zaman Hazel sevinçle el çıptı ve koşup arkadaşına sarıldı.
-Sonunda sonunda.
Ocean gidip Aubrun ile de sarıldı.
-Nasılsın gençler.
Genç kadınlar kıkırdadı.
-Asıl olaylar sende , Nasıldı yolculuk? -Mısır harika bir yer. Gidip görmelisiniz.
Aubrun iç çekti.
-New Port bizi hapsetti.
Kahkaha attılar. Daniel ve Aldelia içeri girdi.
-Anne! Kido!
Sarıldılar. Ocean güler yüzle Aldelia'ya baktı.
-Merhaba. -Merhaba Bayan O'Brien. -Aaah güzelim, Ocean de.
Birbirlerine gülümsediler.
***
Tiffany üstüne ceketini alıp dışarı çıktı. Kapının önünde Tyler onu bekliyordu.
-Ne var? -Sadece seni görmek istedim.
Tiffany başını salladı.
-Tanışktık diye bir ilişkiye girmedik biliyorsun değil mi?
Chelsea babasının ofisinin önüne geldiği zaman, Logan dışarı çıkıyordu. Logan çıkarken peşinden bir ayakkabı da dışarı fırladı.
-Logan! Burada ne arıyorsun? -Üniversite bursu için buraya çalışıyorum. -Haberim yoktu. -Yeni başladım. -Tamam.
Harry tek ayağında sekerek dışarı çıktı.
-Logan!
Sonra kızını gördü.
-Chelsea.
Eğilip ayakkabısını aldı ve tek hareketle giydi.
-Logan defol ve istediklerimi getir.
Logan başını sallayıp giderken, Chelsea ve babası ofise girdiler.
-Neden ona ayakkabı fırlatıyorsun? -Sürekli şaka yapıyor, ve soğuk. Bıktım artık.
Chelsea kıkırdadı.
-Anladım. Dylan'ın ofisine gittim ama yoktun. Odalarınızı ne zaman ayırdınız? -Dün. -Neden? -Çünkü artık bir stajyerim var. -Böyle şeylerden neden haberim olmuyor? -Eve gelmediğin için olabilir mi?
Chelsea başını salladı.
-Haklısın baba. -Evet neden geldin? -Seni görmek istedim. -Ha-ha çok komik, şimdi gerçeği söyle.
Genç kız boğazını temizledi.
-Pekala eve geri dönmek istiyorum.
Harry başını kaldırıp ona baktı.
-Peki. -Yorum yok mu?
Babası "hayır" anlamında başını salladı. Chelsea da cevap vermedi.
***
Hazel yolda Dylan'ı gördüğü zaman yolunu değiştirmek için bir adım attı, ama Dylan onu tuttu.
-Tatlım? -Efendim Dylan. -Benden de mi kaçıyorsun? -Aaa ben şey aslında... Evet.
Dylan iki tane kahve söyledi ve konuşmaya başladı. Hazel onun öğüte başladığı zaman durmayacağını çok iyi biliyordu.
-Chelsea uzun zamandır eve gitmiyor. Harry ile pek görüşmüyor. Logan'dan duyduğum kadarıyla okulda da ölü gibiymiş. Bunların tek bir suçlusu var. -Evet benim. -Artık eline alman gerekmiyor mu? -Hayır.
Dylan gözlerini ayırdı.
-Sen annesin! -Tebrik ederim. -O zaman biraz öyle davran. -Dylan! O beni istemiyor. -Özlemiyor musun?
Hazel gözlerinin dolduğunu hissetti.
-Hem de çok özlüyorum. -O zaman bir hamle yap artık. -Dört sene görüşmedik Dylan. Harry ve o da benden nefret ediyor. -İpleri eline almalısın. Sen annesin! Güçlü bir kadınsın. Her zaman kendine yettin. Yine yapabilirsin. Seni çok küçük yaştan beri tanıyorum hayatım.
Hazel gözlerinden yaşlar süzülürken gülümsedi. Dylan uzanıp elini tuttu.
HARRY VE LOGAN:ddddddddddddddddDDDDDDDDDD.D.:dddddddd Bir saniye ya yarıldım :DDddd Harry ve Chelsea benden nefret etmeyin lan hele sen harry? noluyoruz ay dylan sevimli şey yering:)) UUU YİNE YARDIRDIN BRO I love you so much congratulations!!!!