Hazel salona girince çantasını bırakıp ısınmaya başladı. Hala nasıl bu salona gelebildiğine şaşırıyordu. Gelmemesi lazımdı, Harry'yi görmemesi lazımdı. Sol ayağının üstünde hızlanarak dönmeye başladı. Bir balerin gibi süzülüyordu.
-Sanki şişmanlamış gibisin.
Birden sendeleyerek durdu ve arkasını döndü.
-Bugün çalışma yok neden geldin?
Hazel yeniden dönmeye başlarken konuştu.
-Öyle işte. -Pekala...
Harry ona yaklaştı ve bir an için belinden kavradı.Hazel ona "ne yapıyorsun" bakışı atarken Harry konuştu.
-Madem çalışmaya geldin, çalışıyoruz.
Hazel cevap vermedi ve Harry ona ön sekizli yaptırırken kendini dansa bıraktı. Harry onu belinden kavrayıp yatırırken Hazel gözlerini kapattı. Ve Harry onu birden kendine çekince gözleri açıldı. Nefes nefese birbirlerine bakakaldılar. Nefesleri karışacak kadar yakındılar. Ancak Hazel ona hala kızgındı ve kollarından ayrılıp gitmek için döndü. Birkaç adım atmıştı ki Harry onu kolundan tutup çevirdi ve bir an için dudakları birleşti. Harry onu öperken elleri Hazel'in kusursuz vücudunda aktı ve kibarca belinde durdu. Hazel de ellerini onun kıvırcık saçlarında gezdiriyordu.
Öpüşme faslı gerekenden uzun sürüp bitince göz göze geldiler. Göğüsleri kalkıp iniyordu. Hazel kaşını kaldırıp konuştu.
Ben Aldelia, Amerika'nın Missisipi eyaletinde doğdum. Çoğu insan bunu söyleyemez, bu da hep komigime gitmiştir. Hikayem Forrest Gump'inkine benzer. Çocukken yuruyemiyordum. Ama her zaman yürümek için çaba gösterdim. Hayır bacaklarım sakat değildi, ama yuruyemiyordum. Annem hep yurumeden önce kostugumu söyler. Missisipi sokaklarında koşuyordum. On sekiz yaşıma dek minik musabakalarda yer aldım ve h birinci oldum. Sonra California Üniversitesi'nin orprogramı ilgimi çekti ve California'ya geldim. Burada koşmaya devam ettim. Ustayim bunu her zaman bağıra bağıra söylerim. Üniversitede Mary denen o kızla tanıştım. Orange Country denen bir yerde yaşıyordu ve California Üniversitesi'nde Fransızca okuyordu. Okul bitince beni New Port'a davet etti. Otobüste sarışın bir adamla tanıştım. oldukça yakışıklıydı ve bana atlet olduğunu söyledi. Ona inandim ve ondan çok hoslandim. Niall... Mary hep onun yanlış tercih olduğunu söyledi ama ona inanmak istemedim. Bana kocluk yaptı ve kazanmamdan mutlu oldu. Ama son zamanlarda o kadar efor kaybettim ki yarisamaz oldum. O buna çok kızdı ve değişti. O değiştikçe gerçek yüzünü gördüm. Tek derdi para ve ün bunu anladım. Onu terk ettim ve başkasıyla tanıştım. Daniel... Onun gerçek aşk olduğunu biliyorum çünkü o bana farklı bakıyor. Beni ben olduğum için seviyor. Şimdi hamileyim, aldiramiyorum çünkü o benim parçam. Çocuk onun olmasa daDaniel baba olmaya hazır, bu bana güç veriyor. Her uyandığımda ve onu gördüğümde mutlu oluyorum.
Bugün cinsiyetini öğrenmeye gidiyoruz. İkimizin de içinden erkek geçiyor. Doktor bizi içeri alıyor ve yatıyorum. Daniel elimi tutuyor.
-Bakalım ufakligin penisi nerede?
Doktor bu şakayı yapınca ben uyuz oluyorum, Daniel'in da yüzü kasiliyor.
-Ah işte.
Doktor bize dönüp gülüyor.
-O bir erkek.
İkimiz de oh çek gülüyoruz. Daniel kendi çocuğu gibi seviniyor, ben de havalara ucuyorum.
Kafede herkes bizi bekliyor. Gider gitmez erkek diye bağırınca Mary bana sarılıyor. Değerleri de tebrik ediyor.
-Adını Adam koyun.
Adam 'a vuruyorum.
-Senden bir tane yeter.
Herkes gülüyor ve farkında olmadan bir sürü isim çıkıyor ortaya. En sonunda canım dostum Mary gözlerime bakıyor.
-Jude'a ne dersin?
Gülümsüyorum. Mary ile tanıştığımda ona dediğim ilk şey, Beatles'ın Hey Jude şarkısını ne kadar çok sevdiğimdi. Daniel'a bakıyorum elimi sıkıyor.
OHA NAZ YA kaç kere okudum bilmiyorum :D Niall of amk sikerun. hamileyim lan şaka gibi hemde nialldan, Daniel aşkım ya tam hayallerimin prensii,, bebeğide kabul etti , eğer bir çocuğum olacaksa erkek olsun diye düşünüyordum lan... pipisi olacak çocuğumun asdfgh Mary, dostum ** Jude, the beatles yerim lan naz oğlum seni çok seviyorum lan piçim okurken böyle sanki cidden o hayatta yaşıyormuşum gibi hisettim. yazar rütbesini dibine kadar hakediyorsun.
Çok şeker bi bölümdü olm, Beatles yazısını okuyunca nasıl mutlu oldum anlatamam. Bu yüzden seviyorum hikayelerini Naz, benden bişeyler var. OHA SIRADA BEN VARIM!
Ben Candice, Ohio, Lima'da doğdum. Annem beni dogururken ölmüş, bu yüzden annesiz büyüdüm Ama Maya yanıbaşimdaydi .Bana ablam olduğunu söylemese ona anne diye hitap etmekten cekinmezdim. Bir de abim ar tabi Adam. Maya ve ben ayrılmaz ikili gibiydik. Aramızda çok yas farkı vardı ama hiç hissetmedim. Bir gün ,Tyler hayatımıza girdi. Maya'yı hiç bu adar mutlu hatırlamıyorum .Henüz on bir yaşındaydım. Ve Maya onunla gitmek istedi. Ben istemedim ,çünkü Alaska'ya gideceklerdi ve çok uzak .Ama ablam çok kararlıydı vegitti . Düğününe ile davetli değildik çünkü o gizlice evlenmişti . Babam duyunca çıldırdı .V hasta oldu. Abim şimdi tüm sorumlulugu ustlenmisi .O da okumak istiyordu . Her zaman denize ilgisi olmuştu. California üniversitesi nde denizcilik programını duyunca oraya taşındık . O bir kaptan olurken en e doktor olmak istedim .Abim çoktan işe girmisti .Babam felç olmuştu ben ona bakamıyordum bu yüzden onu bakım evine yerleştirdik. Abim New Port'ta çalışmaya başlayınca ben de o yakınlardaki üniversiteye gitmeye başladım .Angel ve ben burada arkadaş olduk .Birbirimize yetiryorduk. Arada sırada babamı ziyaret ediyordum .Abim de univeristeden aşık olduğu Ocean ile evlendi . Sonra ayrıldılar ve abim değişmeye başladı .İşiyle ilgileniyordu ve babamı unuttu .Onunla yaşamıyorum ve bir süre sonra konusmamaya başladık . Neyse i şimdi iyiyim ,Maya ile de düzeldik. O şimdi hamile ve her şey düzene giriyor .
Şimdi yeni bir durumum var, Logan... Onu seviyor muyum emin değilim .Şimdi buluşmaya gidiyorum .O çok ilgili, ama Hazel in dedikleri aklımı karıştırıyor .Üstelik eskiden çok çapkınmış .Hepsi sana kadardı diyor .Umarım öyledir . Beni kafede bekliyor .Burası Ocean 'ın kafesi .Louis le isletiyordu ama Louis gitti. Çocukken Louis'i severdim ama Ocean ile evlenince ona a saygim kalmadı .
Gidip ona sariliyorum .Cocuklugumdan beri bana sarilan pek kimse olmamıştı .Logan sarilmayi seviyor ve ben de güvende hissediyorum .
-Sana bır şey söylemem lazım .
Bu söz beni hep korkuttu .Benden ayrılıyor mu ya da aldatıyor mu diye düşündüm . Cevap vermedim .
-Harry ve Hazel ilişki içinde .Sonunda Harry itiraf etti .
Yüreğime su serpiliyor .
-Yani sen haklıydın? -Aynen öyle .
Birden kendime inanamadan onu öpüyorum .Uzun zamandır kimseyi opmedim .Aslında Logan benim için çok acidan bir ilk. Ve öptüğüm için şaşırıyor .
Ben Hazel, Orange Country ya da New Port, hangisini derseniz ,orada doğdum. Ailem New Port'un önde gelenlerindendir . Babam her zaman genç ve karizmatik kaldı, her sabah erkenden uyanır ve yelkene gider .Onun içindeki çocuğa hep deli olurum .Annem de şahane bir müzik öğretmeni ve şarkı söylediği zaman mutluluktan ucuyorum . Ocean ve ben sadece ki kardeş değil, birbirimizin her şeyi olduk .O annem ve babamla kavga edip evi terk edip universiteye gittigi zaman bile tek destekçisi ben oldum. O bir kaptan olmak istedi ,annemler istemedi .O basıp gitti. Geleceği için usta adımlar attı. Benim gelecegimse hep tartışma konusu oldu. Lise yılları boyunca yelken eğitimini babamdan aldım, yanında profesyonel voleybol oynadım ve annemler sporcu olacagimi kafalarına koymuslardi .Ama bir fark vardı ki benim tutkum olan şey resim ve binalardı .Ve ben de mimar olmayı seçtim. New Port yakınlarındaki universitede mimarlik okuyorum . Voleybolu bıraktım çünkü lisede bacağımı kırdım ve oynamam yasaklandı .Ben de efordan düştüm kaslarim erimeye başladı. Sonra dans etmeye karar verdim ve tangoya başladım . Ve yeni bir durum çıktı ortaya Harry... Etik açıdan yaş farkı ve öğretmenim olmasından dolayı ona aşık olmamaliydim ama eminim siz de olurdunuz . Dün bana beni sevdiğini söyledi Hala ayaklarım yerden kesik, ilk kez böyle şeyler hissediyorum ve gelecegimin onunla olacağına eminim... Neden olmasın ki?