Dokuz Numara*4-Okulu as ve yeni bir ev arkadaşı edin!

Fantastik hikayeleri bilirsiniz. Bir adet vampir, bir adet cadı ve bir adet kurt adamla hikaye başlar. Daha sonra bunlardan bazıları dost, bazılarıysa düşman olur. Kurgu oluşur ve olaylar gelişerek hikaye devam eder. Vampir ve kurt adam birleşmesine verilen adın melez olduğunu tüm fantastik hayranları bilir. Daha önce birçok melez tespit edilmiş, belki de sadece uydurulmuştur. Peki ya hikaye için gerekli olan üç cinsin birleşmesi? Yani tek bir kişinin hem vampir, hem kurt adam, hem de cadı olması? İşte benim hikayem! Efsanemi bilmiyorsunuz. İnsanlara ve diğer cinslere zarar verdiğimiz ortaya atılmış ve benden önceki sekiz kişiyi öldürmüşler. Henüz varlığımdan haberleri yok, eğer olursa ölürüm. Benden önceki sekiz kişi için buradayım, intikamlarını almak için. Umarım sır tutabilirsiniz, çünkü az sonra size kim olduğumu söyleyeceğim. Merhaba ben dokuz numara.

Ay aklıma sekiz geldi direk ajdhsajksdjakjsdksaks

Bak ya, benim de aklıma getirdin lan :DDDDD

KANKA YAZ ŞU TEK BÖLÜMÜ
SABAH MUTLU UYANMAK İSTİYOR ABLAN:((

Olm ama :(

OHA ÇOK GÜZEL!

takipçinimm

vaaayy abi etkilendim
this story effected me!
devvams

oha ya niye bu kadar iyisin :(
bayıldım takipçinim heyecanla bekliyorum balım :kalp:

İlgiinç
Devaam

Çok sağolun kamkiler, bir yoruma ilk bölüm. Amaç flood olmasın :')

eheheheheheh <3

1-Düşen kitaplar ve kitapları uzatan bir el.

Yine bir okul gününe uyanırken sıkıla sıkıla yatağımdan kalktım. Bugünkü biyoloji sınavım güzel geçmeliydi, aksi takdirde sınıfta kalacaktım. Banyoya doğru giderken Sage'in kapısının açık olduğunu fark ettim. Erkek kardeşim, yine dağıtmıştı. Eve kaçta geldiğini ve dün hangi yaramazlıkları yaptığını Tanrı bilirdi. Gözlerimi devirip banyoya girdim ve kolumdaki lastik yardımıyla uzun, sarı saçlarımı topladım. Dişlerimi fırçalayıp yüzümü yıkarken banyo kapısına vuruldu.

"Kapının kilitli olması sana neyi ifade ediyor Sage?"

"Benim, Summer."

Elimi ve yüzümü kuruladıktan sonra, havluyu yerine asıp kapıyı açtım. Karşımda duran kızıl saçlı biricik arkadaşım Summer bana bakıyordu.

"Daha hazır bile değilsin Chelsea!"

"Erken gelen sensiz Sum."

Adımlarımı hızlandırıp odama giderken Summer da beni takip ediyordu.

"Senin küçük yine sarhoş."

Sage'in odasının önünden geçerken söylediği cümle kahkaha atmama neden olmuştu.

"Tanrım, uyurken bile seksi."

Gözlerimi devirip Sage'in kapısına yaslanan Summer'ı kolundan çektim.

"En yakın arkadaşımı, kardeşime yem edemem güzelim. Salona in."

Kararlı bakışlarımın ardından bu sefer o gözlerini devirdi ve oflayarak aşağıya indi. Arkasından sırıtıp odama girdim ve dolabımın önüne geçtim. Aslında karar vermek zor değildi, beyaz-tüllü elbisemi giyecektim. Uğurlu elbisemi. Sonuçta bugün sınav vardı. Elbiseyi üzerime geçirip, mavi vanslarımı da giydikten sonra dün geceden hazırladığım çantamı alıp aşağıya indim. Sage ise hala uyuyordu. Aslında onu uyandırmam gerekiyordu ama dün ettiğimiz kavgadan dolayı cezalandırılması da gerekiyordu. Örneğin, önemli bir sınava geç kalarak. Summer, geldiğimi görünce elindeki dergiyi sehpanın üzerine bıraktı ve ayağa kalktı. Ben mutfaktan bir elma alırken Sum, kapıya yönelmişti. Her sınav öncesi böyleydi, stresli.

***

Aptal biyoloji sınavından çıkarken koridor yine dedikodu kazanı gibiydi. Herkes kulağına bir şeyler fısıldıyor, kahkaha atıyordu. Gözlerimi devirip dolabıma doğru ilerlemeye başladım. Summer, sınavını erken bitirmiş ve bize kahve almaya gitmişti. Bir insan nasıl biyoloji sınavını erken bitirebilirdi Tanrı aşkına? İnek kafa. 9 numaralı dolabımın anahtarını ararken çantamdaki çoğu eşyayı elime almak zorunda kalmıştım. Bu da kitapları taşımamı zorlaştırıyordu. Tam o sırada biri omzuma çarparak hızla koşmaya başladı. Ah, dokuzuncu sınıf bebeleri. Kendilerini hala ilkokulda sanıyorlar. Çocuğun arkasından bir küfür savururken bir el kitaplarımı bana doğru uzattı. Elindeki kitapları aldıktan sonra gülümsedim.

"Teşekkürler."

Esmer çocuk başını sallayıp Bir şey değil, mesajı verirken ben hala ona bakıyordum. Çocuk gülümsedikten sonra arkasını döndü ve kalabalık koridorda kayboldu. Ben 11. sınıfa gidiyordum ve neredeyse okuldaki herkesi tanırdım. İsimlerini bilmesem de, gördüğüm yüzü asla unutmazdım. Bu çocuk yeni olmalıydı ve biraz tuhaftı. Sanki, her an saldırıya geçecek gibi. Gözlerimi devirip elimi çantama daldırdım. Bir metal parçası elime deyince anahtarı bulduğuma sevinip elime çarpan şeyi kavradım ve çantadan çıkardım. Elimdeki eşyaları çantama atıp anahtarla dolabımı açtım. Elimdeki kitaplardan da kurtulduktan sonra dolabımı kapatıp derin bir nefes verdim. Tam on dakikadır kitaplarımı dolabıma koymak için uğraşıyordum. Ah, Tanrım.

***

Kafeteryaya indiğimde bir adet kızıl kafa aramaya başladım. Bir el bana doğru el sallayınca Summer'ı fark ettim ve hızlı adımlarla masaya doğru ilerledim. Geç kalma konulu bir dolu azar işittikten sonra nihayet Summer yumuşamıştı. Gerçi bana fark etmezdi, azar sırasında da kahvemle ilişki yaşıyordum, yumuşadığı sırada da.

"Yeni çocuğu gördün mü?"

Kaşlarımı kaldırıp ona baktım.

"Çocuk resmen Esmer Tanrı! Gözleri masmaviymiş, onları yakından görmek isterdim."

Summer çocuğun dış görünüşünü anlatmaya devam ederken hayal baloncuğumda bana kitaplarımı uzatan çocuk oluşmuştu. Özellikle gözleri kısmı kesinlikle doğruydu.

"Sanırım o çocuğun gözlerini yakından gördüm bebeğim."

Summer az önce içtiği kahvesini püskürtmemek için eliyle ağzını kapatırken kahkaha attım.

"Sen ciddi misin?"

"Ama o olduğunda emin değilim."

"İsmi neymiş? Nasıl tanıştınız? Gözlerini anlatsana Chel. Nereden gel-"

"Kes şunu Summer. Ardı ardına sorduğun soruların hangisini aklımda tutup cevaplayabilirim Tanrı aşkına?"

"Peki. İsim?"

"Bilmiyorum."

"Nereden gelmiş?"

"Bilmiyorum."

"Siz tanıştığınıza emin misiniz Chelsea?"

Dil çıkarttıktan sonra kahvemden bir yudum daha aldım.

"Kitaplarım düşünce onları toplayıp bana verdi, ben de teşekkür ettim. Bu kadar."

"Yani tanışmadınız."

"Ay, evet."

"Çarpıştınız mı?"

"Hayır, başka biri çarpınca kitaplarım düştü o da yardım etti."

"Koridor öğrenci doluyken neden sadece o yardım etti? Yeniler utangaç olur."

"Çocuk sadece yardım etti Summer, abartma."

"Peki gözleri?"

"Ah, çok güzellerdi Sum. Onları yakından görmelisin, hele dudakları. Öperken hassas dokunuşları."

"Ne?"

Tüm kafeterya bize bakınca Summer kızardı.

"Koridorda ayak üstü seviştiniz mi?"

"Sadece şaka yapıyorum Summer, gerçek bir sazansın."

"Merhaba."

Summer'ın dudaklarına baktığımda kımıldamadıklarını gördüm. Yani o konuşmuş olamazdı ve sesi bir anda kalınlaşamazdı. Summer'a baktığımda hayranlıkla arkama baktığını fark ettim. Elimdeki kahveyi yavaşça masaya bırakıp arkamı döndüğümde onu gördüm; Esmer Tanrı'yı.

veee logan lerman
oha cok tatlı hikaye bayıldım
merak ediyprum aşkım benim
summer cok komik kız

benim gibi
ben de on dakikada biyploji sınavı bitirip yüz aldığımı biliyorum
summer my girl

Yerim seni Naz! Summer'ı komikli şey etcem zaten, aklıma sen geliyosun direk şdsrjşlerjlşerfkj Sağol kankaşkım <33

AY DİLARAM YENİ SENARYO BAŞLAMIŞ
TAKİPTEYİİM
yine süpersin

Sağol aşkısım

esmer tanrı ashgdjfhsd abi aklıma patch geldi lan :D
çok iyi olmuş askım hemen devam et bekletme de :D
bayıldıııımmmm:kalp:

Ayy yerim ama bu harika olmuş Dilara hemen devam et

Ya bırah ya, siz böyle yazıyonuz biz yazamıyoz hof
Enee benim Naz'ın ödevlerini vermem gerek 1 sn la şimdi aklıma geldi:D:D
Allam nolur bende sizin gibi iyi yazıyım ya :((

canısı bu bölüm çok güzel lan, summer my feyvırıt görl,
eheh esmer tanrı çarğışmaları falan cohoştu gülüm
bölümü yaz hemen bekletme sakın :D

2-Acaba geçmişte birbirlerini tanıyorlar mıydı?

İkimiz de merakla ona bakarken masaya oturdu. Düzeltiyorum; ben merakla, Summer hayranlıkla ona bakarken masaya oturdu. Bu çok kabaydı. Masaya oturmak için izin istemeliydi. Gözlerimi devirip sinirle nefes verdikten sonra oturduğum sandalyeye yaslandım. Ellerimi göğüs hizasında birleştirip gözlerimi kafeteryada gezdirmeye başladım.

"Seni sinirlendirdiğim için üzgünüm."

Şaşkınca masada hafif bana doğru eğilmiş Esmer Tanrı'ya bakıyordum. Ben duygularımı asla belli etmezdim, özellikle sinirlendiğimi.

"Önemli değil."

Kekelemediğim için kendimi kutlarken daha sonra kendimi kahveyle ödüllendirmeyi beynimde bir yerlere not ettim. Summer'a baktığımda ise hala hayranlıkla ona bakıyordu. Kıkırdadım ve masanın altından ayağımı ayağına geçirdim. Sert vurmuş olmalıyım ki acıyla yerinden sıçradı. Bana kötü bir bakış attıktan sonra saçlarını geriye savurdu ve Esmer Tanrı'ya döndü.

"Sanırım yenisin. Ben Summer, bu da en yakın arkadaşım Chelsea."

"Evet, yeniyim. Masanıza oturmamın sebebi de bu, sadece Chelsea'yı tanıyorum."

"Hayır, biz tanışmıyoruz."

Aradaki gerginliği fark eden Summer olaya el attı. Her an çocuğa girişip siyah saçlarını yolabilirdim çünkü.

"Adın ne?"

"Kabalığımı affedin. Ben Logan."

Kabalığını affetmedik, hadi toz ol buradan, dememek için kendimi zor tutarken Logan elini bana uzattı. Hafifçe elini sıkıp gülümsedim ve elimi çektim. Zilin çalmasıyla yerimden fırladım ve Summer'a Gidelim, işareti yaptım. Evet, her yakın arkadaş gibi mimiklerle anlaşırdık. Bu mimikler bazen yanlış anlaşılsa da. Mesela şu an olduğu gibi. Summer çantasını alıp kalkarken Logan'a dönüp gülümsedi.

"Dersin ne?"

"Sanırım geometri."

"Ah, bizim de! Hadi gidelim!"

Sıkıntıyla gözlerimi devirirken hızlı adımlarla yürüyordum. Summer ve Logan ise arkamdan geliyorlardı, konuşarak. Nedense bu çocuğa ısınamamıştım, havalı bir tipi vardı. Biraz da ukala. Koridorda yürürken biri koluma girdi. Sağ tarafıma baktığımda Gage'i gördüm.

"Neredesin sen Tanrı aşkına?"

"Daniel ile beraberdim."

"Erkek arkadaş edinince bizi ihmal ettiğini hatırlatarak beynini dağıtmak istiyorum G."

Sahte gülümsememi yüzüme yerleştirerek Gage'e baktım. O ise kahkaha attı. Daniel bir üst sınıfımızda yani 12. sınıftı. 12'lerle çıkmak her zaman havalıdır. Gage ve Daniel tam 1 haftadır çıkıyorlardı ve 1 haftadır okuldaki birçok kız Gage ölümcül bakışlar fırlatırken okulun erkek mevcudundan oluşan kısmın yarısı da Gage'e asılıyordu. Hey, Dan'e kızmayın. Çocuk hepsini dövemez ya!

"Hey G, basketbol seçmeleri ne zaman?"

"Bunu neden ona soruyorsun Sum?"

"Çünkü erkek arkadaşı basketbol kaptanı Chel."

"Ah, unutmuşum."

"Yarın, neden ki?"

Gage ve ben merakla bize yetişen Summer'a bakıyorduk. Summer ise hemen yanında yürüyen Logan'ı işaret etti. Şaka gibi!

"Baskette iyiyimdir."

"Bunu yarın göreceğiz."

Gözlerini kısıp bana baktığında az önce Gage için olan gülümsememi kullanarak Logan'a baktım. Seni budala, o basket topu beyninde patlasın da gör!

***

Geometri dersini atlattıktan sonra ingilizce dersine girmiştim. Maalesef ingilizce sınıfımda Summer ya da Gage yoktu. İyi haber, Logan da yoktu! İngilizce sınıfından çıktıktan sonra kahvemi alıp dışarıdaki banklardan birine oturmuştum. Hevesle çantamdaki kitabımı çıkarıp okumaya başlamıştım. Bir yandan da kahvemi içiyordum. Okulun bu saat dilimini seviyordum, boş ders. Biri güneşimi kesince kaşlarımı çatıp başımı yukarı kaldırdım. Mavi gözlerle karşılaşınca önce biraz sersemlesem de daha sonra kendime gelebilmiştim. Logan'a Ne var, tarzında bakarken yanımı göstermişti. Tüm banka yayılmıştım, çantam da bir tarafta duruyordu. Çantamı almayınca Logan aldı ve oturduktan sonra kucağına koydu. Kahkaha atarak ona baktım. Mavi çantam elinde çok hoş duruyordu. Sanırım gözlerle sağladığı uyumdan dolayı.

"Neden bana kötü davranıyorsun?"

"Neden sana kötü davrandığımı bildiğin halde peşimde dolanıyorsun?"

"Beni çekiyorsun."

Şaşkınlıktan elimdeki kahveyi düşecekken son anda kavramıştım. Logan kıkırdadığında koluna vurdum.

"Bu hiç komik değil."

"Evet, komik."

"Naber Chel?"

Yanımıza gelen Daniel'e bakıp gülümsedim.

"İyiyim, sen?"

"Ben de iyiyim." Dan, Logan'a baktıktan sonra elini uzattı. "Daniel. Gage seçmelere katılacağını söyledi."

"Logan. Evet, katılacağım."

Bir müddet ellerinin aşağıya yukarıya doğru sallanmasını izledim. Daha sonra bir Daniel'e, bir de Logan'a baktım. Dan, sanki Logan'ı tanıyordu.

"Seçmeler bugüne alındı dostum, öğleden sonra."

"Teşekkürler adamım."

Daniel yanağımdan öptükten sonra el sallayıp uzaklaştı. Dan'in bu huyunu seviyordum. Gage ile yakın olduğumu bildiği için bizi hep kollardı.

"Saat 12, antrenman yapman gerekmiyor mu?"

Merakla Logan'a baktığımda o hala Dan'ın arkasından bakıyordu. Soruma yanıt vermek için yeniden bana döndü. Ukala tavrını suratına yerleştirirken gözlerimi devirdim ve onun yerine cevap verdim.

"Anladım, antrenman yapmana gerek yok."

Sırıttı ve kafasını salladı. Ona biranda ısınmam hiç hoş değildi. Gerçekten.

Bu chelsea'yı anlamıyorum arkdşlr, biz burda forever alone kız orada bulmuş çocuğu istemem yan cebime koy diyor asdfghjk güldüm.
eneeee bu Gage, Gage=ben asdfghjk sonra Daniel, Daniel= sefkilim asdfgh yerun canısı :D.d.dDDd.
Olm lan Daniel Chel'i yanaktan öptü,,,,,,, ehuhehuhe kıskanmıyorum tmm o onun kızkardeşi gibi olyr o yüzden
Logan pis kereta "Seni budala, o basket topu beyninde patlasın da gör!" ahahahhah patlamasın lo olmyr byle sdfg
devam çok pls knkm seviyorum sni
not: imzana bakıp bakıp you think diyorum çok şeker olmuş la bu kız

Kanka Dan eniştemiz, senin kardeşiniz diye koruyo bizi anladın..... Lan ben Gage ismini çok sevdim ondan şey ettim.
Sağol aşkısım, evet abi Candice çok şeker ya hele bu gifte allam :')))))))))))))))))
"Bu chelsea'yı anlamıyorum arkdşlr, biz burda forever alone kız orada bulmuş çocuğu istemem yan cebime koy diyor "
Yarıldım lsdkjfklserhfskljer

ben karakteride sevdim la gage şeysi işte ben kendi kendime aldım onları asdfgh
biliyom canısı yea Daniel candır :D