Gel kuzen Set :D
Bölüm 2-I fought with Harry Styles!"Aptal Matematik!" derken kalemi masanın üstüne fırlattım ve arkama yasladım.
"Kimyadan iğrenç olamaz."
"Kimyadan da iğrenç, Tess." dedim gözlerimi devirerek.
Tess'in telefonu çalınca meyve suyumdan bir yudum aldım ve Tess'i dinlemeye başladım.
"Sakin ol, Grace. Tamam geliyoruz."
Telefonu kapatıp bana baktığında kaşlarımı kaldırdım.
"Sun Cafe'e gelmemizi istiyor kızlar."
"Marissa da mı?" derken ağzımı açmış ve kaşlarımı kaldırmıştım. Ders çalışmamız için kafamızı patlatacak olan kız, şimdi bizi Sun Cefe'e mi davet ediyordu? Hazır olun millet, kıyamet yaklaşıyor!
Kafasını salladı ve kalkmam için elini salladı. Kitapları toplayıp odama çıkarttığımızda beyaz elbisemin hiç de fena fikir olmadığını fark edip üstümü değiştirmedim. Toz pembe çantamı da koluma alıp Tess ile beraber evden çıktık.
*********"Gerçekten mi?"
"Evet!" dedi heyecanla Grace.
"Senin için zor olacak. Yani hem vizelere çalışıp hem de bu etkinliğin organizatörü olmak?"
"Sıkıcı." diye tamamladım Serena'nın cümlesini.
"Bence eğlenceli olacak. Vize kısmını atlarsak."
"Yapma Grace, eğlenceli olmayacak."
"Bana destek olmaya ne dersiniz?" derken hepimizin yüzüne tek tek baktı.
"Bunu başaracaksın." dedim umut dolu bir sesle ve elini tuttum. Bana bakıp gülümsedi ve elimi sıktı.
"Kesinlikle başaracaksın!"
"Teşekkürler Serena."
"Organizatör Kraliçe!" dedik hep bir ağızdan. Utanarak gülümsedi ve hepimize tek tek öpücük yolladı.
"Ee, şu grup hakkında ne düşünüyorsunuz?" Bu cümle üzerine hepimizin gözü Harmonie'e kaydı.
"Ben birkaç şarkılarını dinledim."
"Yani ders çalışmadın mı Serena? Sana inanamıyorum!" derken sinirle arkasına yaslandı Marissa. Kıkırdadım ve bakışlarımı yeniden söz alan Serena'a çevirdim.
"Şarkıları 3 dakika sürüyor Mar, yani en fazla 10 dakika ders çalışmadım." dedi gözlerini devirerek ve devam etti: "Niall'ın sesi beni rahatlatıyor."
Gözlerimizi irice açmış Serena'a bakıyorduk.
"Bana öyle bakmayın, dinleyin." dedi ve cep telefonunu çıkardı.
"Tanrım! Bir de şarkılarını mı indirdin?" diye kahkaha atan Tess'e hepimiz eşlik ettik. Serena ise sadece gözlerini devirip telefonunu ortaya koydu.
"Bu şarkılarının adı: More Than This."
Hepimizin gözleri telefona kilitlenmişti. O anda ses tonu yumuşak olan bir çocuk şarkıya başladı.
"Aman Tanrım, harika.." diye fısıldadı Tess telefona adeta Meryem Ana'ymış gibi bakarken.
O sırada başka bir ses tonu duymamla bakışlarımı Tess'ten ayırıp tekrar telefona kilitledim. Ses oldukça iyiydi. Tamam, çok iyiydi.
"10 dakika ayırmama deymiş öyle değil mi?" derken biten şarkının ardından telefonunu tekrar çantasına attı Serena.
"Kesinlikle deymiş." diye mırıldandı Harmonie.
"Çok iyiler. Hatta birkaç fotoğraflarını bile buldum." derken çantasını açıp telefonunu bulmaya çalışıyordu.
"Çok şekerler." diye mırıldandı Marissa. "Bu çocuğun adı ne?"
"O Louis Tomlinson. Grubun şebeği." derken Marissa'a bakıp sırıttı Serena.
"Peki ya bu?" diye sordu telefonu eline alan Tess.
"Liam Payne."
"Fazla şeker."
"Ben de bakmak istiyorum." Tam telefonu Tess'ten alırken telefonum çalmaya başladı. En azından Hey Jude'i seslendiren Paul Mccartney öyle söylüyordu.
"Efendim?" diye mırıldandım masadan kalkarken.
"Naber güzellik?"
"Adım, Evanna abi." derken gözlerimi devirdim.
"Ah, demek iyisin. Vizeler nasıl gidiyor?"
"Daha başlamadı ama sanırım yarından itibaren başlıyor."
"İyi çalışırsan seni görmeye gelebilirim. Hatta tatilini burada geçirebilirsin!"
"Şaka yapıyorsun, değil mi?"
"Ben ciddiyim."
"Aman. Tanrım!" dedim heyecanla kelimeleri tane tane söylerken. Çığlık atmamak için elimi ağzıma götürdüm.
"Hem, Hayley seni çok özlemiş."
"Ben de onu!"
"Tamam, sonra görüşürüz. Yarın tekrar arayacağım ve her vizenden sonra mesaj at."
"Yani sınav raporu gibi bir şey mi?"
"Tam üstüne bastın güzellik."
"Görüşürüz Mimik Surat!"
Her an havalara uçabilirdim.
"Mimik Surat geliyor!"
"Şaka yapıyorsun!" derken Tess üstüme atladı.
"Yani vizelerim iyi sonuçlanırsa beni görmeye gelecek, hatta tatilimi Amerika'da geçireceğim!"
"Bu harika bir haber!" dedi Harmonie ve o da sarıldı.
"Senin adına çok sevindim bebeğim."
"Teşekkür ederim Grace."
*********"Berbattı."
"Hadi ya?" dedim ve elimi omzuna götürdüm.
"Kimyadan neden anlamıyorum ben Eva?"
"Sanırım Kimya çok ahmak bir ders Tess."
Güldü ve koluma girdi.
"Sanırım Biyoloji'den geçeceğim!" Ellerini çırparak yanımıza gelen Grace'in yüzündeki gülümsemeyi görmeliydiniz. Ah, bu kıza bayılıyorum.
"Sanırım ben de Tarih'ten!"
"Kızlar Sun Cafe'de bekliyorlar." diyen Grace oraya gitmemiz gerektiğini anlatmaya çalışıyordu.
"Ah, Elvin'i aramalıyım. Hem şu kitapları da dolabıma bırakmalıyım. Size yetişirim!" dedim ve koridordan sağa döndüm.
Hızlı adımlarla yürürken hem Elvin'e mesaj çekiyordum, hem de dolabıma gitmeye çalışıyordum.
"Tarih sınavım harikaydı! Uçak biletini hazırla Mimik Surat! Seni seviyorum.
-E"
Mesajın gittiğini gördüğümde çantama attım ve tam o sırada önümde duran bir insan varlığına çarptım.
"Teşekkür ederim." derken yere düşen kitaplarımı topluyordum.
"Üzgünüm." demiş ve hatta yanıma eğilme zahmetinde bile bulunmuştu. Bunları bile geçin, kitaplarımı topluyordu!
"Sorun değil." derken ayağa kalkmış ve elinden kitaplarımı almıştım.
"Ben," dedi ve yüzüme dikkatlice baktı.
"Sen?" derken kaşlarımı kaldırmış onu izliyordum.
"Ben, Bay Cook'un odasını arıyordum."
"Koridorun sonunda." dedim sırıtarak ve yürümeye devam ettim.
Arkamda bağırdığını duyduğumda döndüm ve yeniden ona baktım.
"Teşekkürler!"
"Rica ederim!" dedim ve el sallayıp sonunda dolabımın önünde durdum.
*********"Harry Styles, Bay Cook'un odasındaymış!"
Kızların yanına giderken yanımdan geçen kızın cümlesi olduğum yerde durup ona dönmemi sağladı.
"Hey, baksana!"
Kız arkasını döndü ve "Bana mı diyorsun?" bakışlarını üzerimde gezdirdi. Yanlarına gittim ve esas soruyu sordum.
"Harry Styles, şu grubun üyelerinden biri mi?"
"Evet."
"Dış görünüşünü biraz tarif eder misin?"
"Onu tanımıyor musun?" diye alayla güldü yanındaki kızla beraber.
"Üzgünüm, The Beatles varken yeni yetmeleri dinlemeyecek kadar harika bir müzik zevkim var."
"Tamam, her neyse." dedi gözlerini devirerek ve devam etti: "Kıvırcık saçlı, yeşil gözlü ve uzun boylu. Ayn-"
"Bu kadar yeter, teşekkürler." deyip hızla yanlarından ayrılırken arkamdan bana deliymişim gibi bakmalarını umursamadım.
"Sanırım az önce Harry Styles ile çarpıştım!" dedim kızların yanına gittiğimde.
Hepsi şaşırmış bir surat ifadesiyle bana bakıyordu. Eh, haksız da sayılmazlardı değil mi?