Naz ve Set, yorumlarınızı yerim. Tamam? Bu arada sayfa 8'de yeni bölüm gelecek salya:
Bölüm 4-You Know, Kick Downloader?"Ben Evanna Gray. Kütüphane görevlisiyim."
Sonunda aptal kalabalıktan kurtulup koca adamların yanına ulaşabilmiştik.
"Kütüphanede hazine mi var?"
"Anlayamadım?" Kaşlarımı kaldırmış koca adama bakıyordum.
"Neden tozlu kitaplarla dolu bir kütüphane için birden fazla görevli var ki?"
"O tozlu kitaplar için geceleri ve gündüzleri birbirine giren yazarlar var koca oğlan. Düzgün konuş."
"Sakin ol Eva." diye fısıldayan Grace kolumu tuttu.
"Her neyse. Kartını göster."
"Kartım kuzenimde."
"O zaman kuzeninden kartını al ve göster."
"Kuzenim zaten içeride."
"O zaman kendine başka bir kart bul."
"Kütüphanenin tek görevlisi benim."
"O za-"
"Bir daha "O zaman" ile başlayan bir cümle kurarsan saçlarını koparır eline veririm."
"Seni içeri alamam küçük."
"Sensin küçük!" diye tısladım.
"Üzgünüm." Alayla dudaklarını büzdü.
"Hiç sevimli değilsin." dedim ve dil çıkardım.
"Sen de öyle. Hatta arkadaşın da." Son cümlesini söylerken Grace'i gösterdi. İşte şimdi yandın, ahbap!
"Sen bana sevimli olmadığımı mı söyledin?"
Grace, kendisini onaylayan adamın bacak arasına sağlam bir tekme attı. Olayı yeni kavrayan diğer koruma, Grace'i kollarından tuttu.
"Arkadaşımı rahat bırak seni koca şey!" dedikten hemen sonra Grace'i tutan korumanın sırtına atladım. Neredeyse bütün okul bizi izliyordu.
"Burada neler oluyor Tanrı aşkına?"
"Hiçbir şey Tess." Grace ile aynı anda konuşunca birbirimize bakıp sırıttık.
"Onlar benimle." Az önce Grace'ten tekme yiyen adam başını onaylarcasına salladı.
"İçeri." Sert ses tonuyla içeriyi gösteren Tess'in dediğini yapıp içeri geçtik.
"Bu, burada bitmedi Babalık!"
Şu an utancımdan ölebilirdim. One Direction grubu, gülmek için her an patlamaya hazır bir şekilde beni izliyordu.
"Ah, merhaba."
"Babalık?" Sarışın'ın konuşmasıyla hepsi kahkaha atmaya başladı.
"Az önce Paul'a etkisi kalacak tekmeyi indiren hanginizde?"
"Evet, etkisi gerçekten kalacak." derken gözlerini Zayn'den alamıyordu Grace.
"İzninizle çocuklar, siz benimle geliyorsunuz bayanlar."
Tess, ikimizi de kollarımızdan tutup çocuklardan uzak bir yere doğru götürüyordu. Çocuklar mı? Onlar hala arkamızdan gülüyorlardı.
*********"Kalemin ucunu dişlerinin arasına alıp kemirmesi, oldukça seksi bir hareket."
"Grace." Sesindeki tondan çıkarılan tek kelime: "O benimki kızım, kendine başka birini bul."
"Tamam, bir şey demedim." Ellerini havaya kaldırıp suçsuz olduğunu ispatlamak istiyor gibiydi.
"Az önce rezil olduk." derken yanaklarımı şişirip ofladım.
"Evet," Gözlerini yere diken Grace, devam etti: "Zayn'in aklında hep etkisi kalacak tekmeler atan kız olarak kalacağım." Dudaklarını hüzünle büzdü.
"Neden Zayn'i bu kadar önemsedin?" Tess, imalı cümlesiyle Grace'e bakıyordu.
"Sen neden Liam'ı önemsediysen."
"Ah," Aklıma gelen şeyle yerimden sıçradım. "Tarihten A+ almışım!"
"Gerçekten mi?" Tess boynuma sarıldı.
"Hemen Elvin'i aramalıyım!"
"Matematik sınavım!"
Tess, aceleyle önümüzdeki masadan kitaplarını toplarken Elvin'in numarasını rehberden yeni bulmuştum.
"Sonra görüşürüz kızlar!"
"Görüşürüz Tess!"
"Mimik Surat!"
Ben buralardayım, diye işaret eden Grace'e göz kırpıp Elvin'in cevap vermesini bekledim. Grace kitap okumaktan hoşlanmazdı, yani konusu aşk olmayan kitaplardan bahsediyorum. Döndüğü rafları görünce, aşk kitaplarına doğru yol aldığını fark edip kıkırdadım. Aşk perimiz Tess Bullock, Grace Hyra'a bir şeyler aktarmış ha?
"Efendim güzellik?" Kaşlarımı çattım.
"Tarihten A+ aldım!"
"Yine mi Angel?"
"Anlamadım?"
"Angel ile mi yardımlaştınız demek istiyorum."
"Hayır Elvin!"
"İnanayım mı?"
"Sana kaç kere yalan söyledim?" derken somurtuyordum.
"İnandım." Kahkaha attı ve cümlesinin gerisini getirdi: "Umarım diğer derslerin de böyle devam eder."
"Umarım. Seni seviyorum, sonra görüşürüz."
"Seni seviyorum, görüşürüz."
Bugünkü vizelerimin bitmesinin verdiği çakır-keyiflikle derin bir nefes aldım ve verdim.
"Hey, merhaba."
"Merhaba." derken bana yaklaşan Harry'e bakıyordum.
"Tarihten A+ almana sevindim."
Dediğinden pişman olmuş gibi dudaklarını birbirine bastırdı ve ellerini saçlarına daldırdı.
"Teşekkür ederim, ben de öyle." derken kırdığı potu önemsememiş gibi yaptım. Sonuçta beni dinlediğini sorarsam; arkasına bile bakmadan kaçıp gidecek olan bir erkekle konuşuyordum. Tamam, onu fazla tanımıyorum. Üstüme gelmeyin! Ama her erkek öyle yapmaz mıydı?
"Harry," Bakışmalarımızı bölen Zayn'e ölümcül bakışlar atarken, -tabii ki Malik bunları görmüyordu. Çünkü ben öyle bakmıyordum. Tanrım, karşımdaki Zayn Malik'ti. Uzun ve düzgün kirpiklerin çevrelediği gözlere ölümcül bakışlar atan bir kişi gösterebilir misiniz? Zayn cümlesini bitirdi: "Paul." derken kapıyı gösteriyordu.
"Geliyorum." Ses tonunda Git buradan Zayn, imasını gayet iyi anlayabilmiştim. Abartmıyorum, değil mi?
"Sanırım gitmen gerekiyor." derken Zayn'in çoktan gitmiş olduğu yönü gösteriyordum.
"Sanırım." dedi ve ellerini cebine koydu.
Tam giderken arkasını döndü.
"Şey," dedi ve aralanan dudaklarını diliyle ıslattı. "İmza gününde olacak mısın?"
"İmza gününüzü Grace düzenliyor, gelmezsem beni öldürür."
"Grace?"
"En iyi arkadaşlarımdan biri. Hani tekme indiren?" derken sırıtıyordum.
"Hatırladım." Güldükten sonra devam etti: "Seni orada görmek güzel olacak Eva."
Utançla bakışlarımı yere dikerken gittiğini duyabiliyordum. Başımı kaldırıp gidişini izledim.
"Hani tekme indiren?"
Arkamdan çıkan Grace, taklidimi yapıyordu.
"Sadece Zayn değil, artık Harry'nin de aklında öyle kalacağım!" İrice açılan gözlerini benimkilerden ayırmıyordu.
"Özür dilerim." Mızmızca dudağımı büktüm.
"Bunu yapma." derken sırıtıyordu.
"Sınavın var mı?"
"Bugünlük bitti. Ya senin?"
"Bugünlük bitti." Bu sefer ben onu taklit etmiştim.
"O zaman: Sun Cafe!" Koluma girdi ve Bayan Lorw'a görünmeden kütüphaneden çıktık. Grup, sanırım bizden önce çıkmıştı. Ortalıklarda görünmüyorlardı.
*********"Sınavlarım harika geçti!"
"Neredesin Marissa? 15 dakikadır seni bekliyoruz!" diye yakında Serena.
"Bayan Cher ile konuşuyordum. Geometri sınavıyla ilgili."
"Seni aradık!"
"Bayan Cher'in yanında açmamı beklemiyordun değil mi, Harmonie?"
"Her neyse. Ben yeni gitarların fiyatlarına bakacağım. Matt indirimde olduklarını söyledi."
"Matt?" derken kaşlarımı kaldırdım.
"Dükkanın sahibi. Yarın görüşürüz, sizi seviyorum!"
Hep bir ağızdan: "Biz de seni!" dedikten sonra yürümeye başladık.
"Kızlar, 2 sınavı atlattık. Lütfen diğerlerine de iyi çalışın!"
Marissa kedi bakışlarını üzerimizde gezdirdi.
"Şöyle bakma." derken koluna giriyordum.
"Eva'nın sana harika bir haberi var!"
Merakla Tess'e bakarken son anda hatırlamıştım.
"Ah, tamamen aklımdan çıkmış."
Marissa kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu.
"Tarihten A+ aldım!"
"Aman Tanrım!" derken ellerini boynuma doladı.
"Senin adına çok sevindim bebeğim." diyen Serena, Marissa'nın görevini devralmış; bana sarılmıştı.
"Teşekkür ederim kızlar." dedim sevinçle.
"Elvin'in geleceğini duyunca A'larla boğuluyorsun, ha?" diye sırıtan Marissa'a baktım.
"Daha ilk A'm."
"Devamı da gelecektir."
"Ayrıca bugün Harry ile konuştuk!"
"Hadi canım!"
Tess, Marissa ve Serena'nın aksine Grace gayet sakindi. Neden mi? Çünkü gizlice bizi gözetlemiş!
Dudaklarımı konuşmak için araladığımda Marissa'nın telefonu çaldı. Merakla ona bakıyorduk.
"Louis arıyor, özür dilerim kızlar."
Meraklı bakışlarımız şaşkınlık leveline atlarken Marissa gayet sakindi. Bakışlarımızı fark ettiğinde sanki bir şey anlatmayı unutmuş gibi hepimize "Üzgünüm." bakışları yolluyordu.