Set, Ece ve Bensu yorumlarınızı yeriiiim, o zaman 2. bölüm?
Bölüm 2-Sınıf"Merhaba!"
"Merhaba."
Selen'in aksine gayet sakin cevap verince Selen'in anlamsız bakışlarıyla karşılaşmıştım. Gözlerimi devirdim ve elini bana doğru uzatan Ediz'e baktım.
"Ben Ediz."
Elini sıktım ve yanıtladım:
"Ada."
Gülümsediğinde dudaklarının ne kadar müthiş olduğunu fark ettim. Onları izleme işini sürdürmeyi düşünüyordum, ta ki: Berk tanışmak için elini uzatana kadar. Gülümsedim ve Berk'in elini sıktım.
"Hadi çocuklar sıraya."
Törenin başladığını belirten müdür yardımcısının sesiyle irkildim.
"Hangi sınıftasınız?"
"11-A, ya siz?"
"Ben 11-B'deyim."
Berk dudaklarını bükerek Selen'in sorusunu yanıtladı.
"Ben A'dayım! Tanıdık birilerini görmek iyi oldu."
Bana baktı ve gülümsedi. Yanaklarımın kızarmasını aldırmadan ona karşılık verdim. Biri beni kurtarabilir miydi? Çünkü bu çocuk gerçekten müthiş bir gülüşe sahip.
"Artık sıraya geçsek?"
Mert'in bıkkın sesini duyduğumda arkamı döndüm. Gülümseyerek koluna girdim ve sıraya doğru ilerledik. Mert'in bundan haberi yoktu ama çocuk beni her başım sıkıştığında kurtarıyordu. Buna geçen sene Biyoloji sınav sorularını çalarken Beden öğretmenine yakalandığımda Mert'in beni bir şekilde kurtarmasına örnek verebilirdim ve Mert'in bundan gerçekten haberi yoktu. Hatta ben anlattığımda şaşkınlıktan 2-3 dakika konuşamamıştı.
Sıraya geçtiğimizde Selen ve Ediz tam arkamızdaydılar. Berk de yan sıradan Ediz'e bir şeyler anlatıyordu. İster istemez kıkırdadım, çünkü gerçekten çok komikti. Anlaşılan bu sene okul, çok eğlenceli geçecekti.
*********"En azından karşı sınıftasın."
"Karşı villanızda olduğum gibi."
Kıkırdadım ve başımla onayladım.
"E siz tanışmadınız?"
Selen, Mert ve Ediz-Berk çiftini gösteriyordu. Ediz-Berk çifti? Tamam, gerçekten saçmaydı.
"Ben Mert."
Mert gülümseyip sırayla Ediz ve Berk'le tokalaştı. İtiraf etmeliyim ki Mert'in de gülümsemesi hoştu.
"Berk."
"Ediz."
Onlarda Mert'e gülümseyip kendilerini tanıttılar.
"Naber Mert?"
Tiz sesini duymamla rahatsız olmuştum. Doğru tahmin millet! Her okulun bir s-rtüğü vardır, işte bizimki!
"İyi Mısra."
"Aa, yeni çocuklar da buradaymış."
Ediz ve Berk'in ortasına girerek gülümsedi.
"Mert'ten duyduğunuz gibi ben Mısra."
Berk de biraz oyalandıktan sonra Ediz'in elini sıktı. Tırnaklarını yemeye başlayan Selen'e nasıl engel olacaktım ki?
"Sanırım bizim sınıftaymışsın. Buna sevindim. Hadi gidelim!"
Mısra gülümseyerek Berk'i sınıfa doğru çekmeye başladı. Civcivleri de bizim sınıfa girdi: Ceren ve Mine. Bu ismi onlara Selen takmıştı, Mısra'nın grubundaydılar. "Yandaş" kelimesinin sıradan olduğunu ve "Civciv" kelimesinin bu iki sarışın için uygun olduğunu söyledi ve tabii bu tüm okula yayılmıştı. Kötü tarafıysa, civcivler bizim sınıftaydı.
"Lanet olsun."
"Hadi, sınıfa girelim Selen."
Lanetler okuyan Selen'i zorla sınıfa soktum. Yerimiz belliydi; cam kenarı, 2. sıra. Selen cam kenarına oturmak istediğimi bildiği için bakışlarıyla "geç" işaretini yaptı. Aslında bu tuhaftı, Selen'le her gün cam kenarı için kavga ederdik. Bir tuhaflık vardı.
Ben oturur oturmaz arka sırama geçti.
"Hey Ediz, Ada'nın yanı boş. Otursana?"
Selen'e öldürücü bakışlar atarken Ediz yanıma geldi.
"Otursam sorun olmaz değil mi?"
"Tabii ki hayır."
Gülümseye çalışarak çantamı kendime doğru çektim. Ediz yanıma oturunca, Mert de Selen'in yanına oturdu.
"Ediz!"
Civcivlerden biri yaşam belirtisi göstermişti, okulun ilk gününden.
"Efendim?" derken arkasını dönmüştü Ediz.
"Ben Ceren, bu da arkadaşım Mine."
"Memnun oldum."
Dudaklarını birbirine bastırdığında ister istemez dudağımı ısırdım ve bunu görmediği için ne kadar şanslı olduğumu düşündüm.
"İstersen benim yanıma da gelebilirsin, Mine arkaya geçebilir."
Tiz sesi sınıfta yankılanıyordu ya da kulağımda. Ediz bana dikkatlice bakarken ben ona bakmamaya çalışıyordum. Tekrar arkasını döndüğünde ise vereceği cevabı bekliyordum.
"Teşekkür ederim Ceren ama burada iyiyim."
"Sorun değil, ben buradayım."
Ceren'in bozulmuş sesine karşılık benim verdiğim rahat nefes. Acaba Ediz ikisini de fark etmiş miydi?
*********"Teneffüste bir kahve içelim mi?"
Ediz'in uzattığı kağıttaki yazıyı okuyunca gülümsedim. Başımı kaldırdığımda bana bakıyordu.
"Neden olmasın?" diye fısıldadım. Gülümsedi ve Fizik hocasını yani Bunak'ı dinlemeye devam etti. Bunak, her zamanki gibi okulun ilk gününde ders anlatıyordu. Tabii ki onu dinleyen kişiler sayılıydı.
Hazır dersi dinlemiyorken size sınıfı özetlememi ister misiniz? Pekala, hadi başlayalım!
Okul özel olduğu için sınıf mevcudumuz az oluyordu. Bizim sınıf 18 kişiydi. 3 sıra vardı; kapı tarafı, cam kenarı ve orta taraf. Kapı tarafı genellikle dersi dinlemeyen gruptan oluşuyordu. Orta taraf inek kısımdı ve cam tarafı da bazı dersleri dinleyenlerdi. Merhaba, bu bendim! Kapı tarafı yine dersi dinlemiyor, kendi aralarında konuşuyorlardı. Bunak buna alıştığı için sesini çıkartmıyordu ama hepsinin sözlü notuna 0 vereceğinden emindim. Orta taraf yani inek kısımdakiler dersi dikkatle dinliyordu. Hazal hariç. Hazal o gruptaki tek istisnaydı. Tam bir teknoloji delisiydi.
Zilin çalmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım ve bana bakan Ediz'e döndüm.
"Selen'e haber vermeliyim."
"Ne haberi?"
Arka sıradan aramıza girmiş merakla bana bakıyordu.
"Biz, kahve içeceğiz."
"Hadi ya."
İmalı ses tonunu fark etmiştim.
"Selen."
Bunu derken "Ses tonunu fark ettim sevgili arkadaşım, olayı kurtar hemen." mesajı veriyordum.
"E biz de Berk'i alıp kantine inelim o zaman."
Kıkırdayarak Mert'in koluna girdi ve sınıftan çıktılar.
"Hep-"
"Böyledir." diye tamamladım Ediz'in lafını. Gülümsedi ve ayağa kalktı.
"Buyurun hanımefendi."
"Teşekkürler beyefendi."
Kahkaha atarak sınıftan çıktık.
E O ZAMAN GÜZEL YORUMLARDAN SONRA 3. BÖLÜM?