- Biakarm demiş ki:
- yuh aha sanane be slk naptın bee :O gerçekten iyisin kabul et x_x
Teşekkür ederim olm :')
- Reason&. demiş ki:
- Mathers. demiş ki:
- Sadece 2 kişi yaptı. Çaktırmıyorum ama çok üzülüyorum olm.
Haklısın kankam bende öyle oluyorum, ama biz seni çok seviyoz :((
Seni yerim Set :(((
- BornToDie# demiş ki:
- Hemen devam etmelisin çünkü, yeni okuyucu geldi!
Yoruma başlarken öncelikle senden ve kendimden özür dilemem lazım. Seni benden, beni hikayenden nasıl mahrum bıraktım da okumadım ben senin hikayeni?! Gerçi bölümü tamamlayamayınca uzun süre hiç bir hikayeye girmedim ama şimdi orasını karıştırmayalım. Anlatışına, kurguya, karakterlerine, her bir şeyine bayıldım ben bu hikayenin. Candice zaten güzellik tanrıçası mübarek, gördüğümde kendimden utanıyorum yani. Bir de Ediz'i Logan yapmışsın ya, orada bittim ben. Logan benim aşkım, canım, rüyalarımı süsleyen çocuk... Sırf mimiklerini yeniden görmek için filmlerini iki-üç defa geri sardığımı bilirim ben. Her neyse konuyu saptırdım sanırım biraz. Kızların arkadaşlıklarına gıpta ettim. Logan ve Justin'i basketbol oynarken hayal edince de kendimden geçtim yani. Ayrıca şu Mısra'dan da nefret ettim. Civciv lakabı çok hoştu yalnız. Neyse çok uzattım ben, noktayı kayayım artık. Lütfen kendini üzme okunmuyor falan diye. Çok güzel yazıyorsun. Yeni bölümü heyecanla bekliyorum. Öptüm. :*
Bu yorumu okurken o kadar mutlu oldum ki. Yerim olm seni! Her cümlene cevap vermek istiyorum ama beceremicem galiba djfkghrjk
Öncelikle hoş geldin yeni okuyucu! Gerçekten çok teşekkür ederim, senin de nasıl hikaye yazdığını biliyoruz şimdi, birbirimizi kandırmayalım lütfen. Ve evet, Loganaşkım. Justin ve Logan'ın basket oynayışı? Cidden iyi olurdu. Civciv lakabı da bir anda geldi aklıma öhgherjk O zaman senin şerefine yeni bölüm?
Bölüm 7-Esmer Tanrı"Merhaba Mısra, naber?"
Sahte gülümsememi yüzüme yerleştirdikten sonra Mısra'ya döndüm.
"Sizi gördüm, iyi oldum."
Ceren ve Mine bu komutu bekliyorlarmış gibi Mısra cümlesini bitirdikten hemen sonra kahkaha atmaya başladılar. Önce Selenle birbirimize baktıktan sonra Civcivlere döndük. Ben alayla onlara bakarken Mısra'nın itici sesi koridorda yankılanmaya başladı.
"Nereye böyle?"
"Neden sordun? Yoksa artık bizimle mi takılmak istiyorsun?"
Selen alayla Civcivlere baktı, burunlarından soluyan Civcivlere.
"Kızlar!"
Hepimiz koridorun başına baktık, Mert bize doğru koşuyordu.
"Sanırım seçilmiş." dedikten sonra kıkırdadım.
"Seçildim!" derken Selen'e ve bana sarılmıştı. Bu halimize güldükten sonra kolumu beline doladım.
"Çok sevindim!"
"Ben de öyle."
Beni onaylarken sesi o kadar iyi geliyordu ki bu gülümsememe yol açmıştı. Basketbol ciddi anlamda Mert için önemliydi. Basketbol ve önemli kelimelerini yan yana getirince birden aklıma Ediz geldi.
"Peki ya Ediz?"
"Bundan sanane."
Ceren'e dudaklarımı birbirine bastırıp bakarken Mert'in cevabı üzerine yeniden gülümsedim.
"Tabii ki seçildi, adam çok iyi oynuyor!"
"Berk?"
Selen'in Mısra'ya olan bakışları beni dahi korkutmuştu.
"O da seçildi!"
"Şu an neredeler?"
Selen'in sorusu üzerine Mert biraz düşündükten sonra cevap verdi.
"Ediz seni," derken işaret parmağıyla beni gösteriyordu. Çığlık atmamak için dişlerimi dudaklarıma bastırmıştım.
"Berk de seni arıyordu." Bu sefer işaret parmağı Selen'e kaymıştı. Selen zaferle gülümseyip Mısra'ya bakarken Mısra çoktan olay yerini terk etmiş, civcivlerinin kendisini avutmasını bekliyordu.
"E bunu kutlayalım!"
"Bu fikir senden mi çıktı gerçekten?"
Anlamsızca Selen'e baktım, bu tür fikirler hep benden çıkardı. Bunda şaşılacak ne vardı Allah aşkına? Ah, belki de şaşılacak bir haftalık cezadır ha?
"Lanet olsun. Her şey mi üst üste gelir?"
"Aslında benim daha iyi bir fikrim var."
Kaşlarımı kaldırıp Mert'e baktım.
"Bunu sizde kutlayalım!"
"Bu harika olur!" derken Mert'in boynuna atladım.
"Merhaba."
Mert'ten ayrıldığımda Ediz'in bana baktığını fark ettim.
"Merhaba." deyip gülümsedim.
"Mert, Berk'i bulmamda bana yardımcı olur musun?"
Selen yine iş başındaydı: Yalnız bırakma operasyonu. Kıkırdadım ve Mert'e baktım. Tam ağzını açacakken Selen cevap vermesine fırsat vermeden Mert'i kolundan çekmiş, koridorun sonuna doğru yürümeye başlamıştı bile.
"Seçilmişsin."
"Evet." derken gülümsedi. Gülümsemesi tüm mutluluğunu anlatıyordu.
"Çok sevindim."
"Ben de öyle." dedikten sonra gözlerini yere dikti. Bir şeyden çekiniyormuş gibiydi.
"Bir sorun mu var?"
Bunu sormamla hızla başını kaldırdı ve etrafına baktı.
"Hayır, ne gibi bir sorun olabilir ki?"
"Bilmem, tuhaf davranıyorsun."
"Ha-"
"Ada Eymen?"
Bana doğru gelen sarışın, çilli kız çocuğuna baktım. Sonra da boynundaki nöbetçi kartına.
"Evet?"
"Müdür bey sizi çağırıyor."
Anlamsızca bir Ediz'e bir de nöbetçi kıza bakıyordum.
*********"Evet Ada, doğru duydun."
"İyi de hocam ben koca bir grubu nasıl kontrol edebilirim ki?"
"Yaparsın bir şeyler kızım, resim öğretmenin Ece hanım tiyatroda çok yetenekli olduğunu söyledi. Ayrıca liderlik yönünün baskın olduğundan da bahsetti."
"Okulda kimse tiyatro yapmak istemeyecektir, bir de siz yarışmadan bahsediyorsunuz."
"Zaten Ece öğretmenin seni bu yüzden yardımcısı olarak istiyor. Sen öğrencileri teşvik edeceksin."
"Ama ho-"
"Daha fazla ama lafı duymak istemiyorum. Ece öğretmeninin tiyatro yarışması için hazırladığı oyunda asistanısın o kadar. Gereken şeyleri Ece öğretmeninle konuşursun, şimdi çıkabilirsin."
Gözlerimi devirip müdürün odasından çıktım.
"Kötü bir şey mi?"
Selen ve Mert şaşkınca bana bakarken çığlık atmamak için kendimi zor tutuyordum.
"Artık Ece hocanın asistanıyım!"
"Resim öğretmeni olan mı?"
Mert'e alayla baktım.
"Kaç Ece var okulda Mert?"
"Bu çok saçma."
"Asıl bombayı bilmiyorsunuz." derken Selen'in dikkatini yeniden üzerime çekmiştim.
"Yarışma için tiyatro hazırlayan Ece hocanın asistanıyım!"
"Hadi canım!"
Mert ve Selen aynı tepkiyi verince ister istemez kıkırdadım.
"Kesin şunu."
"Tamam tiyatroda yeteneklisin ama yarışmalardan nefret edersin."
Mert'in cümlesini tamamladım.
"Ki hala da ediyorum."
"E ne yapacaksın?"
"Hiçbir fikrim yok."
"Eğlenceli olur belki, takma kafana."
"Hiç zannetmiyorum." derken Mert'e baktım.
"Anneni aradın mı?"
Şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırıp Selen'e baktım.
"Ne için?"
"Bu gece sizdeydik ya hani!"
"Ah, doğru. Hemen arıyorum."
"Bahçeye inelim."
Mert'in teklifi üzerine sırıttım.
"Hazal mı orada?"
Selen kahkaha atarken Mert gözlerini kaçırdı.
"Bununla dalga geçeceğinizi biliyordum."
"Sa-"
"Efendim?"
Annemin telefonu açması üzerine Mert'e vermek istediğim cevap yarıda kesilmişti.
"Nasılsın anneciğim?"
Merdivenlerden inerken Selen ve Mert bana bakıp sırıtırken gülmemek için yanaklarımın içini ısırıyordum.
"Neler oluyor Ada?"
Ben kahkaha atarken Selen ve Mert şaşkınca beni izliyordu. Annem mi? Telefonu kulağından uzaklaştırdığına dair yemin edebilirdim.
*********"Cezan hala devam ediyor, biliyorsun değil mi?"
"Evet baba."
Yemek masasındaki gerginlikten sıkılmıştım.
"Ellerine sağlık anne, size afiyet olsun. Ben odama çıkıyorum."
"Ama çok az yedin kızım."
"Okuldan geldikten sonra bir şeyler atıştırmıştım."
"Peki, öyle olsun."
Yanımda oturan kardeşimin yanağını ısırdıktan sonra sandalyemden kalktım.
"Abla bir daha beni ısırma!"
Sinirle kaşlarını çatmış, bana bakıyordu. Kıkırdadım ve cevap verdim:
"Pekala! Ben de başka kardeşlerin yanağını ısırırım!"
Onu taklit edip kaşlarımı çattım.
"Şaka yaptım!"
Anne ve babamın kahkahasına katılırken merdivenin başında durdum.
"Şey, gece için-"
"Evet, teyzenlerdeyiz. Ama 1'de gelirim ona göre."
Babama öpücük yolladıktan sonra hızla merdivenlerden çıktım. Bora'nın arkamdan anneme "Ben de onlarla kalmak istiyorum!" dediğini duyabiliyordum. Bora tam bir Mert delisiydi. Çok iyi anlaşırlardı, sanırım bu Bora'nın Mert'in elinde büyümesinden kaynaklanıyordu. Odama çıktığımda üstümdekilere baktım. Siyah bir Nirvana tişörtü ve siyah bir şort ha? Gözlerimi devirip dolabımın başına geçtim. Elbise mi giymeliydim yoksa spor şeyler mi? Bunu düşünürken dolabımdan beyaz elbisemi, buz mavisi, kolsuz gömleğimi ve beyaz kot şortumu çıkarıp yatağıma attım. Üstümdekilerden kurtulduktan sonra beyaz elbisemi üzerime geçirdim. Boy aynamın karşısına geçtiğimde elbisenin boyu dikkatimi çekmişti. Biraz fazla kısaydı ve ben bugün rahat davranmak istiyordum. Rahat davranmaktan kastım, tüm gece boyunca eteğimi kollamak değildi elbette. Elbiseyi üzerimden sıyırdıktan sonra gömleğimi elime alıp düğmeleriyle uğraşmadan başımdan geçirdim. Altına şortumu giydiğimde ikisinin uyumu gözüme çok şeker görünmüştü. Yine de kararsız kalıp Selen'e mesaj attım.
"Sence bu gece için buz mavisi kolsuz gömleğim ve beyaz kot şortum iyi olur mu?"
Mesajı yolladıktan sonra karşıma baktım. Pencerenin dışında gördüğüm gerçekten Ediz miydi? Hani şu Ediz Doruk Erez olan? Karşı pencerede beni izleyen Esmer Tanrı'dan bahsediyorum. O ne zamandan beri oradaydı?
-MERHABALAR KAMKİLER. 3 KİŞİDEN YORUM GELMESİNE RAĞMEN YENİ BÖLÜM YAZDIM, HEM YENİ OKUYUCUM İÇİN HEM DE ÇOK YAZASIM VARDI. BU ARADA MERT KARAKTERİ İÇİN İLK SAYFAYA GİDERSENİZ SEVİNİRİM, KARAKTER TANITIMINA NİHAYET ONU DA EKLEDİM DE ÖGHKEJRJKER